Analizsiz matematik, evrimsiz biyoloji olmaz

0

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), askıya çıkardığı müfredat taslağı tartışmaları devam ediyor. Yeni müfredat taslağında evrim teorisinin yer almaması, matematik içeriği, Atatürk ile ilgili konuların daraltılması tartışmalara neden oldu. Askıda olan taslakla ilgili uzmanlardan, öğretmenlerden 10 Şubat’a kadar öneriler alınmaya devam edilecek. Hürriyet’te yer alan habere göre eğitimciler yeni müfredat taslağını değerlendirdi:

EVRİM TEORİSİNİ OKUTMAYAN BİR ÜLKE YOKTUR
Prof. Dr. Mustafa Sözen (Bülent Ecevit Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi): Bu henüz taslak, umarım düzeltilir. MEB’e sunmak için ayrıntılı bir rapor hazırlamayı düşünüyorum. Biyoloji bir bilim dalı. Üniteler de dünyada tüm biyoloji kitaplarında aşağı yukarı aynı olur. Dünyada evrim teorisini okutmayan bir ülke yoktur. Suriye’de, Ürdün’de de olduğunu biliyorum. Çünkü evrim, biyolojinin en temel teorilerinden. Evrim teorisini, ona atıf yapan tüm konuları çıkardığınızda elinizde sadece biyolojinin posası kalır. Ders işlenemez hale gelir. Üniversitede genel biyoloji dersi veriyorum, alanım evrim. Kendimi hayal bile edemiyorum. Öğretmen evrime her vurgu yaptığında müfredatta olmayan konuyu anlattı gibi bir sıkıntı yaşayacak. Öğrenci, veli şikayet edebilecek. Ama canlıların çeşitliliğini evriminden bahsetmeden nasıl işleyecek?

HANGİ PAYDAŞLARDAN FİKİR ALINDIĞI YOK
Prof. Dr. Betül Tanbay (Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi): “Matematik dersi kapsamında öğretilen konuların gerekliliği bireyin kendi kişisel değerleriyle yakından ilişkilidir. Bu değerlerden bazıları Adalet/adil olma, Bilimsellik, Esneklik, Estetik, Eşitlik, Hoşgörü, İşbirliği, Öz kontrol, Özgürlük, Özgüven, Özsaygı, Paylaşma, Sabır, Saygı, Sorumluluk ve Tasarruftur.” Bu alıntılar, ‘MEB Matematik Dersi Öğretim Programı Taslağı’ndan ve katılmamak mümkün değil. Maalesef bunların altını dolduran bir devam bulamıyoruz. Taslakta maalesef hazırlık aşamasında hangi paydaşlardan fikir alındığı yok. 10 liralık banknotumuzda resmi olan Ord. Prof. Dr. Cahit Arf’ın kurduğu Türk Matematik Derneği, Cumhurbaşkanlığı’nın talebi üzerine 2012’den beri hazırladığı ve MEB dahil tüm ilgili kurumlarla paylaştığı raporunda eğitim konusunda katkı yapmaya hazır olduğunu bildirmişti. Ne yazık ki, görüşümüz alınmadı. Kısacası, taslağın hazırlanışı da felsefesi de sorunlu. Matematik dersinin en temel hedefinin soru sordurmak ve analitik düşünce yapısını geliştirmek olması gerekirken, en temel matematik dalı olan ‘analiz’ kelimesinin taslakta geçmemesi ve ‘türev’ konusunun ‘Sayılar ve Cebir’ başlığı altında yapılmasını usüldeki eksiğin esasta ciddi bir hataya dönüşümüne örnek olarak verebilirim.

BÖYLE BİR PROGRAMLA FELSEFE DERSİNDEN VERİM ALINMASI ZOR
Prof. Dr. Betül Çotuksöken (Maltepe Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi): Bir felsefe öğretim programında öncelikle felsefeye ilişkin tanıtıcı bilgi olmalı; onun bir düşünme ve bilme bağlamı olarak öteki bilgiler arasındaki konumu açıkça verilmeli. Öğretim programı yapısı gereği, eleştirel ve özenli düşünmeyi içermeli. 84 sayfalık mevcut müfredatta 8 ünite var; ‘felsefeyle tanışma’yı önceleyen birinciden sonra ‘bilgi’, ‘varlık’, ‘ahlak’, ‘sanat’, ‘din’, ‘siyaset’, ‘bilim’ bağlamındaki felsefe sorunlarını ele alıyor. Taslak ise radikal bir değişiklikle, tümüyle felsefe tarihi eksenli. 16 sayfalık program, ‘İlk Çağ Felsefesi’, ‘Orta Çağ Felsefesi’, ‘Rönesans ve 17’nci yüzyıl Felsefesi’, ‘18’inci yüzyıl Aydınlanma Felsefesi’ ve ‘Çağdaş Felsefe’ ünitelerinden oluşuyor, 19’uncu yüzyıla yer verilmemiş. Felsefenin nasıl bir düşünme ve bilme yolu olduğuna dair hiç belirleme yok. Öğrencinin alanla tanışmasını; felsefe bilgisi ile öyle olmayanı ayırt etmesini sağlayacak, ona özgü araştırma çerçevelerini gösterecek ipucu bulunmuyor. Böyle bir programla, felsefe dersinden verim alınabilmesi zor. Augustinus yerine Augistunus, Kuhn yerine Khun gibi filozof adlarının yanlış yazılması da dikkat çekici.

CUMHURİYET TARİHİNE YETERİNCE YER VERİLMİYOR.
Prof. Dr. Zafer Toprak (Koç Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi): Güncelleme çalışmalarını olumlu buluyorum. Ancak Türkiye’de tarih eğitiminde misyoner bir yaklaşım söz konusu. Herkes kendinden öncekileri görmezden geliyor ve ‘romantik’ bir anlayışla hareket ediyor. Tarih, geçmişin sorunlarının çözümünde bir deva olarak görülüyor. Bu da bizi dünya gerçeklerinden koparıyor. Güncel kaygılarla dün kurgulanmamalı. Pedagojik bir yaklaşımla müfredat yazılmalı. Bugünkü siyasal anlayışlar tarih eğitiminin nasıl verileceğini belirlememeli. Eleştirel bir perspektif getirilmeli. Yeni müfredatta Cumhuriyet tarihine yeterince yer verilmiyor. İsmet İnönü, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok önemli bir isim. Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı’ndan uzak tuttu. Çok partili döneme geçişte önemli rol oynadı. Eğer ona yer vermez, bugünkü siyasal kaygılarla müfredat dışında bırakırsak, tarihimizi kendi başımıza inşa etmiş oluruz.

Paylaş

Yorumlar kapatıldı

  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d