Eğitim Bir Sen istiyor hükümet yapıyor. Eğitim sistemi ile ilgili uygulamalar ve değişiklikler dikkate alındığında hükümetin bir eğitim sendikası olan Eğitim Bir Sen’in tüm önerilerini yaşama geçirdiği dikkat çekiyor. Peki bu sendikanın özelliği nedir?
Eğitim Bir Sen hükümete yakınlığı ile bilinen eğitimci sendikası. Son yıllarda okullarda en hızlı örgütlenen bir sendika. Eğitim Bir Sen’e üye olan eğitimcilerin sayısı 2016 temmuz ayında yayımlanan Resmi Gazete verilerine göre 366 bin 505. Bu rakamın içinde üniversitelerde görevli sendika üyelerinin sayısı yok.
Geçen yıl sendikanın üye sayısı 430 bindi. Geçen yıla göre en fazla üye artıran sendika olarak Eğitim Bir Sen öne çıktı.
Şu anda eğitim kurumlarında en örgütlü sendika olarak hükümete yakınlığı ile bilinen ve Eğitim Şura’larında en etkili olan sendika olarak Eğitim Bir Sen öne çıkıyor. En çok da okullarda yöneticilerin ve öğretmenlerin atanmalarında Eğitim Bir Sen üyesi olup olmadıklarının dikkate alındığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Sendikanın gücü sadece üye sayısından ibaret değil. Aynı zamanda eğitim sistemine ilişkin hazırladığı raporların da önerilerinin de hemen tümü yaşama geçiriliyor ya da hükümetin gündemine alınıyor.
İşte sendikanın önerdiği ve hükümetin de yaşama geçirdiği Eğitim Bir Sen önerilerinden bazıları:
4+4+4 SİSTEMİNİ ÖNERDİ VE UYGULANDI
İlk kez 4+4+4 eğitim sistemini gündeme getiren Eğitim Bir Sen oldu. Bu sendikanın gündeme getirdiği 4+4+4 eğitim sistemi ise 2012 yılında yasa değişikliği olarak yaşama geçti.
KARMA EĞİTİME KARŞI ÇIKIYOR
Sendikanın en şiddetli savunduğu diğer iki konu ise karma eğitimin sona erdirilmesi ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kaldırılması. Eğitim Bir Sen karma eğitimin “ülke insanlarının hassasiyetine aykırı” olduğu görüşünde.
REKTÖR SEÇİMİNDE DE HÜKÜMET İLE AYNI GÖRÜŞTE
Yükseköğretim Kanunu’na ilişkin öneriler başlıklı bir rapor hazırlayan Eğitim Bir Sen’in geçtiğimiz günlerde paylaştığı bu rapordaki rektör seçimleri önerisi de son olarak yaşama geçti. Bu öneri geçtiğimiz ağustos ayında tepki üzerine Meclis’te geri çekilen ve KHK ile uygulamaya kondu. Üstelik de tam Eğitim Bir Sen’in önerdiği şekilde. Sendika da önerisinde rektör seçimlerinin akademik yapıya zarar verdiğini söyleyerek, şunları dile getiriyordu:
CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN ATANMALI
Rektör adaylarının seçimle belirlenmesi usulü kaldırılmalı, kanunda belirlenmiş genel ve özel şartları taşıyan kişiler arasından doğrudan belli bir süre için atama yapılmalıdır. Bu atamanın cumhurbaşkanınca yapılması uygun olacaktır. Halk iradesinin kamu kaynağıyla finanse edilen yükseköğretim kurumlarının yönetimine yansıması açısından halkoyuyla seçilmiş olmak kaydıyla cumhurbaşkanına atama yetkisinin verilmesi yerindedir.
3 YIL SÜREYLE ÇALIŞAN PROFESÖR: Bu kapsamda üniversite yönetim kurulu tarafından en az 3 yıl süreyle o üniversitede fiilen görev yapan ve profesör unvanına sahip kişiler arasından aday gösterilecek 5 kişi arasından Cumhurbaşkanınca atama yapılmalı.Cumhurbaşkanınca bu adayların uygun görülmemesi durumunda herhangi bir üniversitede görev yapan profesör unvanına sahip ve en az 3 yıldır bu unvanda çalışan kişiler arasından doğrudan Cumhurbaşkanınca atama yapılmalıdır. Rektörün görev süresi 4 yıl olmalı, en çok iki dönem için görev yapabilmelidir.
ÜNİVERSİTE SINAVLARI DEĞİŞSİN ÖNERİSİ DE TARTIŞILIYOR
Eğitim Bir Sen raporunda üniversite sınavlarının değişmesi gerektiği de belirtiliyor. Bu öneri de hem 65. Hükümet programında yer alıyor hem de 30 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2017 yılında yapacağı projeler arasında sayılıyor. Eğitim Bir Sen’in önerisi tıpkı Bakanlar Kurulu’nda da kabul gördüğü gibi “Tek bir yılın belli aylarına sıkıştırılmış mevcut iki basamaklı sınav yerine, lise öğretiminin son iki ya da üç yılına yayılmış alan esaslı, telafiye imkân tanıyan birden fazla sınavdan oluşan giriş sisteminin getirilmesi.”
YÖK YENİDEN YAPILANSIN DİYOR
Eğitim Bir Sen raporunda yine Bakanlar Kurulu’nun da kabul ettiği gibi YÖK’ün yeniden yapılandırılmasıyla ilgili öneriler yer alıyor.
