İstanbul Üniversitesi’nde yeni bir model deneyeceğiz’

0

“İstanbul Üniversitesi’nde yeni bir model deneyeceğiz.” YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, üniversitelerin bölünmesiyle ilgili “Bu yeni durumu yükseköğretim için fırsata dönüştürmemiz lazım” dedi. Prof. Dr. Saraç, İstanbul Üniversitesi ve kurulması planlanan İstanbul Cerrahpaşa üniversitelerine yeni bir model kurguladıklarını, bu modelin her iki üniversite için akademik konularda ve alanlarda birlikte yönetişim sergileyebilecekleri daha özerk bir sistemi peşi sıra getireceğini savundu.

Hürriyet’ten Hande Fırat’a verdiği röportajda  “İstanbul Üniversitesinde yeni bir model deneyeceğiz” diyen YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, aralarında köklü kurumların da yer aldığı 13 üniversitenin bölünmesi ve yeni üniversitelerin açılmasıyla ilgili açıklamaları şöyle:

MİSYON VE İHTİSAS ÜNİVERSİTELERİ

“(Bölünmede yoğunluk gerekçesi) Her birisinin farklı farklı özelliklerinin dikkate alındığı görülmektedir. Mesela bazılarında FETÖ’den kalan binaların yükseköğretime kazandırılması söz konusu. Samsun’da, Gaziantep’te, Kayseri’de bunu görüyoruz. Bazılarında ise ihtisaslaşma; mesela sağlık temalı üniversiteler var bunların arasında. Mühendislik temalı üniversiteler olacağı gibi tarım odaklı olacak olan da var. Bir kısmı ise bölgesel kalkınmaya katkı sağlama amacına yönelik kuruluyor. Bir üniversitemizin ise bulunduğu ilde ve bölgede yurtdışı öğrencileri için cazibe merkezi olma maksadı bulunuyor. Bazı üniversitelerimiz ise başarılı araştırmalar yapmasına rağmen şu veya bu nedenle çok sayıda açılmış meslek yüksek okullarıyla (MYO) boğulmuş. Tabii bu yeni durumu yükseköğretim için bir fırsata dönüştürmemiz lazım. Artık YÖK’e düşen görev, bu yeni üniversiteleri misyon ve ihtisas üniversiteleri haline getirmektir.

 

BÖLÜNME 10 SENEDİR TARTIŞILIYOR

(İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesi) Bu konudaki eleştirileri gözden geçirelim. ‘Böylesine önemli bir karar İstanbul Üniversitesi için şaşırtıcı oldu’, ‘Bu yeni bir durum’, ‘Aceleye getirildi’, ‘Tartışılmalıydı’ deniliyor. Acaba öyle mi? Yaklaşık 10 senedir bu konunun İstanbul Üniversitesi’nde tartışıldığını, üç rektörlük döneminde gündemde olduğunu, kurullarda zaman zaman meselenin irdelendiğini herkes bilir. Demek ki yeni bir durum değil. ‘Bu marka değerini düşürür’ deniliyor, akreditasyonları iptal ettireceği söyleniyor. Halbuki akreditasyonlar üniversiteye değil programlara veya birimlere veriliyor.

 

GİRDİKLERİ ÜNİVERSİTEDEN DİPLOMA

Mevcut talebeler ‘Girdiğiniz fakültenin ismi değişti’, ‘Diplomaya bu yeni ad yazılacak’ denilerek tahrik edilmek isteniyor. Bu da doğru değil. Sadece İstanbul Üniversitesi için değil bütün üniversitelerin talebeleri için geçerli olan ve kanunda yazan; girdikleri üniversitenin adıyla diplomalarını alacak olmaları.

Paylaş

Yorumlar kapatıldı

  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d