Öğretmenin tehdide değil teşvike ihtiyacı var. CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil, öğretmenin atama takviminin seçimden sonraya bırakılmış olmasını eleştirdi. İrgil, “Öğretmenin tehdide değil teşvike ihtiyacı var” dedi.
ÖĞRETMENİN TEHDİDE DEĞİL TEŞVİKE İHTİYACI VAR
İrgil, iktidarın vergi yapılandırmasından emekli ikramiyesine arka arkaya sıraladığı seçim vaatleri arasında eksikler olduğunu belirterek şöyle dedi: “İktidar oy için, hala atanmayı bekleyen sağlıkçıyı ve öğretmeni, eş tayinlerini ve güvenlik soruşturmalarını da unutmamalı.”
İktidara seçim vaatleri konusunda önemli bir tüyo verdiğini ifade eden İrgil, sağlık ve eğitim alanında atanmayı bekleyen, atanmış olup da göreve başlamayı bekleyen ve atandığı yerde çoluk çocuğundan ayrı çalışmak zorunda kalanların insani beklentilerinin giderilmesi gerektiğini söyledi.
İrgil, “İktidar vaatlerinde sağlıkçıları ve öğretmenleri unutursa işi zor” dedi. İrgil, hem sağlık hem de Milli Eğitim bakanlarına seçim öncesi atama ilanlarına çıkma çağrısında bulundu.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI DA ÇÖZÜM BEKLİYOR
9 bin sağlıkçı atamasında adil bir dağılım yapılmadığını kaydeden İrgil, 27 bin sağlıkçı ataması sözünü hatırlattı. İrgil, “Söz verdiğiniz atamaları ilan etmeli ve kılavuzunu hemen yayınlamalısınız, yoksa inandırıcı olmayacaksınız” dedi.
EĞİTİMDE BİRAZ DAHA SAMİMİYET
Öte yandan 25 bin öğretmen alım ilanının da seçim sonrasına bırakılmasını eleştiren İrgil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öğretmenin tehdide değil teşvike ihtiyacı var. Alım ilanlarının seçim sonrasına bırakılması yanlış bir tutum. Milli Eğitim Bakanlığı’nın işi zor, eğitimde öyle çok yanlış karar ve uygulamaya gidildi ki, seçimde hepsinin hesabı sorulacak. Bütün sorunları seçime kadar çözemezler ancak liseye yerleştirme işlemlerinin veya öğretmen alım ilanının seçim sonrasına bırakılması Milli Eğitim Bakanlığı’nın samimiyetsizliğini gösteriyor. O nedenle, en azından alım ilanına seçim öncesi çıkın ki biraz puan toplayın. Tabii iktidar oy almak istiyorsa hala atanmayı bekleyen öğretmen kadar, ailesini parçaladığı sözleşmeliyi de unutmamalı ve aile bütünlüğünü yerine getirmeli. Ayrıca okullardaki öğrenci-veli-öğretmen ilişkisini bozucu, huzursuz edici öğretmen performans sisteminden de vazgeçilmeli. Öğretmenlerin itibarı artık gözetilmeli.”
