Paslandığınız konularda soru çözün

0

Üniversiteye geçiş sınavlarının ilk aşaması olan YGS, 12 Mart 2017 Pazar günü gerçekleştirilecek. YGS’ye sayılı günler kala, Tarsus Amerikan Koleji Rehberlik Servisi Bölüm Başkanı Sinan Öz, sınavla ilgili önerilerde bulundu. “Bol bol deneme sınavına girin ve hangi konularda hata yaptığınızı belirleyin” diyen Öz, unutulan ya da paslanılan konularda hızlı konu tekrarları, soru çözümleri yapılması gerektiğini belirtiyor. İşte Öz’ün açıklamaları:

SINAV ÇÖZME STİLİNİZİ BELİRLEYİN: Bol bol deneme sınavına girin ve hangi konularda hata yaptığınızı belirleyin. Unutulan ya da paslanılan konularda hızlı konu tekrarları, soru çözümleri yapın. Sınav çözme stilinizi belirleyin; sınavda önce sınava hangi testten başlayacağınıza karar verin. Konuyu bilmenin yeterli olmadığını, bilgiyi sınavda optiğe yani cevap kağıdına aktarmanın önemli olduğunu unutmayın! Bu nedenle kendinizde bir sınav keşfi yapın; ‘sınavın hangi dakikalarında dikkatiniz dağılıyor, üst üste üç soru boş bıraktığınızda nasıl tepki veriyorsunuz’ dikkatli bir şekilde gözlemleyin.

KONULARIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ BİTMİŞ OLMALI: Öncelikle sınavın yapısına yeniden göz atmakta fayda var. YGS, 160 sorudan oluşan ve 160 dakika süresi olan bir sınav. Yani öğrencilerin temel bilim alanlarındaki becerilerini ölçmeyi hedefler. Öncelikle ideal olan, şu döneme kadar konu çalışmalarının çok büyük bir bölümünün bitmiş olmasıdır.

DAHA FAZLA DENEME SINAVINA GİRİLMELİ: Artık daha fazla deneme sınavına girilmesi ve sonuçların detaylı analizlerinin yapılarak çalışmaların yönlendirilmesi gerekir. Özellikle ilk deneme sınavından bu yana gerçekleşen gelişimi görebilmek adına konu analizli deneme sınavlarının sonuçlarının incelenmesinde büyük fayda var.

NERELERDE HATA YAPTIĞINIZA BAKIN: Ayrıca son deneme sınavlarında eğer sürekli aynı konudan yanlışlar yapılıyorsa bu, konunun tam öğrenilemediği ya da unutulduğu anlamına gelir. Bunun için hızlı konu tekrarları yapılabilir. Eğer konularda daha münferit hatalar yapılıyorsa bu, o konu hakkında soru çözmeniz gerektirdiğini gösterir. Diğer önemli bir detay ise sınavı bir bütün olarak daha etkili şekilde yürütebilmenizdir. Çokça girilmesi gereken deneme sınavının katkısı; zamanın aktif kullanımı, hangi teste ne kadar süre ayrılarak en verimli sonucun alındığını keşfederek bunun pekiştirilmesini sağlamaktır.

HER ÖĞRENCİNİN BİREYSEL BİR SINAV ÇÖZME STİLİ VARDIR: Her öğrencinin bireysel olarak bir sınav çözme stili vardır; kimisi ilk olarak fen testinden başlarken kimisi matematiği tercih edebilir. Hatta MF puanına hazırlanan öğrencilerinin bir kısmının Türkçe testinden başlaması yaygın stratejilerden biridir. Artık hangi stilin bireysel olarak faydalı olduğuna karar verilmiş olması ve deneme sınavların hep aynı stratejiyle çözülmesi çok faydalı olacaktır.

DAHA HIZLI ÖĞRENDİĞİNİZ KONULARA ODAKLANIN: Kalan zamanı iyi değerlendirebilmek için hangi konularda eksik kaldığınız tespit edin. Ardından kalan süre içerisinde sınava kadar öğrenebileceğiniz konuları belirleyin. Bu konuları belirlerken, geçmiş yıllarda çıkan soruların konulara göre dağılım tablolarını kullanmanız faydalı olur. Hangi konuyu daha hızlı ve çabuk öğreneceğinizi düşünüyorsanız, özellikle onlara odaklanmanız başarınızı artırır. Ayrıca iki basamaklı olan sınav sistemi göz önünde bulundurulursa; yüzde 60 etkisi olan LYS’de var olan durumunuzu nasıl daha iyi hale getirebileceğinizi planlamak kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlar. Örneğin; TM grubu bir öğrencinin TM-3 puan türünden tercih yapacağını varsayarsak; bu öğrencinin LYS’de Edebiyat dersine odaklanması ve çalışmalarını yürütmesi hedefine ulaşmasını kolaylaştıracaktır.

KONUYU BİLMEK YETMİYOR: Performansı ölçmeyi amaçlayan YGS’de belki de öğrencilerin geliştirmesi gereken en önemli beceri, öğrenilen ve pekiştirilen bilginin sınava aktarılmasını sağlamaktır. Şu cümleler çokça kullanılır; sınavdan çıktıktan sonra “Boş bıraktığım bütün soruları yaptım çok kolay” ya da “Bu soru çok basit, ben bunu nasıl yanlış yaptım.” Şu dönemde konu çalışmak veya test çözmekten çok daha önemli olan “yapılması gerekenler” ise; kendinizin deneme sınavlarında nasıl tepkiler verdiğini keşfetmektir. Sınav, basit olarak, sizin doğru cevabınızı optiğe işaretlemeniz üzerine kurulmuştur. Konuyu bilmeniz ya da soruyu çözmeniz doğru cevabı aktaramadıktan sonra bir anlam ifade etmemektedir.

DİKKATİNİZ NE ZAMAN DAĞILIYOR?: Bu sebepten dolayı “Sınavın hangi dakikalarında dikkatiniz dağılmaktadır? Ya da üst üste üç soruyu boş bıraktığınızda nasıl tepki veriyorsunuz? Öncüllü soruları doğru şekilde cevaba aktarabiliyor musunuz?” gibi soruları kendinize sormanızda fayda var.

HER TESTİN, YÜZDE 25’İ ZOR: Diğer bir nokta; her testin, yüzde 25’i kolay, yüzde 50’si orta ve geri kalan yüzde 25’i de seçici sorular denilen zor sorulardan oluşmaktadır. Ancak bu soruların sizin kitapçığınızda hangi sırada geleceği ve sınavda bu zor soruların hangi konulara denk geleceği belli değildir. Belki sizin çalışmayı en az seçtiğiniz ve zorlandığınız konudan gelecektir. Sonuç olarak; çok fazla dış değişkeni olan bu sınava en iyi hazırlanma şekli; ilk olarak kendimizi tanımak, ardından fiziksel ve psikolojik olarak değişken durumlara adapte olabilmektir.

PASLANDIĞINIZ KONULARDA SORU ÇÖZEREK TEKRAR YAPIN: Üniversite sınavına hazırlanmanın en önemli bölümü, psikolojik olarak kendini sınava hazırlamış olmaktır. Sınavın yapısından ve yüklenen anlamdan dolayı, üzerinizde oluşan baskıyla başa çıkabilmek, yapılması en önemli ve belki de en zorlayıcı beceridir. Bu son süreçte yapılacak akademik çalışmalardan ziyade, psikolojinizi sınava hazırlamak çok çok daha önemlidir. Var olan stratejilerinizi değiştirmemek, rutinlerinize bağlı kalmak ve kendinizi rahatlatacak faaliyetlerde bulunmak en iyi hazırlanma çalışmaları olacaktır. Unutmayınız ki; ne kadar çok konu çalışılırsa çalışılsın ya da ne kadar çok soru çözülürse çözülsün önemli olan, sınavda optiğe (cevap kâğıdına) aktardıklarınızın sonucunuzu oluşturacağıdır. Konuları bilmek ya da soruyu çözmek kadar doğru zamanda doğru cevaba ulaşmak ve aktarmak da işin en büyük ve önemli kısmını oluşturmaktadır.

SORU ÇÖZÜN, POZİTİF DÜŞÜNÜN: Sınava kadar olan bu kısa sürede konu tekrarları, unutulan ya da paslanılan konularda soruların çözmenin yanı sıra “Ben elimden geleni yaptım!” diyebilecek ruh haline kendinizi hazırlamanız, başarıya ulaşmanızı sağlayacaktır. Pozitif düşünmek, yaptığınız çalışmalara ve en baştan bu yana süreçteki ilerlemelerinize odaklanarak moralinizi yükseltmek, sınav sonucunuzu doğrudan doğruya etkileyecek faktördür. Son olarak unutulmamalıdır ki, YGS sadece yüzde 40’lık bir kısmı oluşturmaktadır. LYS’de geri kalan daha büyük kısım için hâlâ hazırlanacak zamanımız bulunmaktadır. Şu ana kadar yaptığınız en iyi deneme sonucu, normal koşulları sağlayabildiğiniz ölçüde YGS’deki sonucunuza en yakın olan sonuç olacaktır.

Paylaş

Yorumlar kapatıldı

  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d