Eğitim-Sen: 73 bin öğretim üyesinin iradesi yok sayıldı

0

Üniversitelerde yıllardır uygulanan rektör seçme ve seçilenler arasından bir kişinin Cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanmasına yönelik yöntem 29 Ekim’de çıkarılan 676 sayılı KHK ile öğretim üyeleri devre dışı bırakılarak değişikliğe gidildi. Eğitim-Sen’den yapılan açıklamada son aşaması YÖK’e ve Cumhurbaşkanına bağlanan eski yöntemin, üniversitelerdeki aday belirleme seçimlerinde hiçbir işlevi olmadığı, ancak yeni sistemin daha ağır sonuçlara yol açacağı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

TOPLANTIDA İŞARETİ VERİLMİŞTİ: Bu düzenlemenin ardından rektör belirleme yetkisi tamamıyla Yüksek Öğretim Yönetim Kurulu’na ve Cumhurbaşkanına devredildi. Cumhurbaşkanı Saray’da yaptığı rektörler toplantısında bunun işaretini vermiş hemen arkasından çıkarılan KHK ile de gereği yapılmıştı. Üzerinde tartışma ve değerlendirme bile yapılmadan gerçekleştirilen düzenleme OHAL iradesine dayandırıldı. son aşaması YÖK’e ve Cumhurbaşkanına bağlanan eski yöntemin, üniversitelerdeki aday belirleme seçimlerinde hiçbir işlevi olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Ancak bu eleştiriler çok yerinde olmakla birlikte hiç seçim olmaması daha ağır sonuçlar doğuracaktır. Yine de rektör aday belirleme seçimlerinin olması bir denetim işlevinde bulunuyordu. Birinci sıradakinin atanmaması bile farklı görüşte kişiler olduğunu sürekli hatırlatıyor ki, bu bile akademik özgürlükler için, hiç seçim olmamasından daha anlamlı bir etki yaratıyordu.

73 BİN ARADEMİSYENİN İRADESİ YÖK’E DEVREDİLDİ: Getirilen OHAL KHK yönteminde ise Yüksek Öğretim Yönetim Kurulu’nun 21 üyesi üç yılını tamamlamış başvuru yapan profesörler arasından üç kişiyi seçerek Cumhurbaşkanına gönderecek, Cumhurbaşkanı bu üç kişi arasından bir kişiyi rektör olarak atayacak. Eğitim-Sen açıklamasında rektör atamalarına yönelik yeni düzenlemede “YÖK şartları taşıyanların başvuru yapmalarını ilan etti. Başvuranlar yalnızca başvuru yapanların görev yaptığı üniversiteler için değil, başka üniversiteler içinde değerlendirilecek ve önerilecek. Böylece 73 bin akademisyenin iradesi 21 Yüksek Öğretim Yönetim Kurulu üyesine devredilmiş oldu” denildi.

BU YANLIŞTAN NASIL ÇIKILIR?: Öğrencisinden çalışanına kurum içerisinde yer alanların iktidarla kurdukları ilişki açısından özgürlüğü; öğreneninden, öğretenine kadar herkesin bilginin üretiminin ortak özneleri olmak bakımından eşitliği; Bir üretken güç olarak bilgiyi ve bilgi üretmeyi denetlemeyi değil, onu üreten güçlerin geliştirilmesini ve çeşitlenmesini temel alan, özgürlüğü kendisini oluşturanlar için isteyen ‘bir üniversite ve rektör’ yaklaşımı hedeflenmelidir. Böyle bir üniversitenin rektörünün seçimi, tüm üniversite bileşenlerinin doğrudan katılımını esas alan seçim yöntemi ile adaylar arasında en yüksek oyu alanın herhangi bir atamaya gerek kalmaksızın göreve başlayacağı yöntemle yapılmalıdır. Sonuç olarak, geçmişten bu yana savunageldiğimiz yukarıda sıralanmış ilke ve kriterlerin, özerk demokratik üniversite, özgür bilimin olmazsa olmaz koşulu olduğu gerçeği bugün dünden daha çok ortada durmaktadır.

Paylaş

Yorumlar kapatıldı

  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d