Ali Bilgiç ‘Güç ve Batı’yı yazdı

0

Ali Bilgiç ‘Güç ve Batı’yı yazdı. Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Yardımcı Doçent Ali Bilginç toplumsal cinsiyet perspektifinden dış polikita ve uluslararası ilişkileri ele alan kitap yazdı. Ali Bilgiç, “Türkiye, Güç ve Batı: Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Dış Politika ve Uluslararası İlişkiler” adlı kitabını tamamladı.

Bilkent Üniversitesi akademisyeni Ali Bilgiç kitabında Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerine yeni bir bakış açısı getirdi. “Türkiye, Güç ve Batı: Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Dış Politika ve Uluslararası İlişkiler” adlı kitap bu ay İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD)  I.B. Tauris etiketiyle satışa sunuldu.

ALİ BİLGİÇ KİTABINDA NE ANLATTI?

Ali Bilgiç imzalı çalışma, erken Cumhuriyet devrimleri ve dış politikası, Soğuk Savaş sırasında Türkiye’nin geçtiği sancılı süreçler, AB’ye girme çabaları, Doğu-Batı arasında bir köprü ve enerji merkezi olma iddiaları ve Türkiye’nin neoliberalleşme süreci gibi tartışmalı konulara yenilikçi bir perspektiften bakıyor.

Toplumsal cinsiyet bakış açısı uluslararası ilişkilerde son yıllarda sıklıkla kullanılan bir perspektif olsa da, Türkiye’nin dış politikası ve uluslararası ilişkilerinde henüz kullanılmayan bir bakış açısını oluşturuyor.

TOPLUMSAL CİNSİYET BAKIŞ AÇISI KULLANILDI

Türkiye, Güç ve Batı’, bu toplumsal cinsiyet bakış açısınının açabileceği yeni kapıları ve ortaya atacağı yeni sorulara cevap arıyor. Çalışmanın temel amacı Türkiye ile Batı arasındaki güç hiyerarşisinin tarihsel olarak nasıl toplumsal cinsiyetçi kodlarla üretildiğinin analizini yapıyor. Bu feminist postkolonyal okumanın ana tezi ise Batı’nın egemen erilliği tarafından değersizleştirilen Türkiye’nin Batı-dışı erilliği hem tarihte hem de günümüzde Türkiye için bir varlıksal güvenlik sorunu olageldiğidir. Türkiye’nin politika yapıcıları ise Batı’nın egemen erillik standartlarını yakalayabilmek için ülkenin dış ve iç politikasını şekillendiriyor.

3 TARİHSEL SÜRECE ODAKLANILIYOR

Ali Bilgiç kitapta üç tarihsel sürece odaklanıyor. İlk süreç, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma ve erken Cumhuriyet devrinde ‘barbar’, ‘saldırgan’, ‘geri kalmış’, ‘Doğulu’ gibi adlandırılan Türkiye’nin Batı’nın eril medeniyet standartlarını yakalama çabalarına odaklanmaktadır. Soğuk Savaş dönemini analiz eden ikinci aşamada ise, Türkiye bu sefer ‘Amerikan Soğuk Savaş Askeri’ olarak tanımlanan ABD-merkezli yeni Batı’nın egemen erillik standartlarını yakalamaya çalışmakta. Son dönem ise, 1980’lerden itibaren şekillenen neoliberal egemen erillik standartları olan milliyetçi, konzervatif, ama girişimci pazar insanı olma çabaları sürecini irdelemekte.

Paylaş

Yorumlar kapatıldı

  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d