Eğitim Sen: 3 D ile mücadele edeceğiz

0

Eğitim Sen yeni öğretim yılı açılışı nedeniyle yaptığı açıklamada haksız ve hukuksuz görevden almalar olduğuna değindi. Eğitim Sen, “3 D ile mücadele edeceğiz. Bunlar dayanışma, direniş ve diplomasi” dedi.

Bugün 18 milyon öğrenci ve 1 milyona yakın öğrenci için 2016-2017 öğretim yılı başladı. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) atılan ve soruşturmaya uğrayan 50 bin bu öğretim yılında ders vermeyecek. Eğitim Sen yeni öğretim yılı açılışı nedeniyle yayımladığı mesajda ihraçlar ve açığa almalar nedeniyle büyük bir belirsizlik ve kaos ortamı ile yeni öğretim yılının karşılandığını belirtti.

Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, Genel Mali Sekreter Elif Çuhadar, Genel Örgütlenme ve Yükseköğretim Sekreteri İsmail Sağdıç ve Merkez Kadın Sekreteri Ebru Yiğit yaptıkları basın açıklamasında şu noktalara dikkat çekti:

YENİ DÖNEMİN İLK GÜNÜ: 19 Eylül’de 18 milyon öğrenci, 1 milyona yakın öğretmen, hükümetin darbe fırsatçılığı yaparak hayata geçirdiği ihraçlar ve açığa almalar nedeniyle büyük bir belirsizlik ve kaos ortamında eğitim öğretim yılını karşılayacaktır. 19 Eylül 2016 tarihi, bu anlamda sadece okulların açılmasını değil, toplumun geniş bir kesiminin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin doğrudan etkileneceği ağır sorunlarla karşı karşıya kalacağı yeni dönemin ilk günü olacaktır.

28 BİN ÖĞRETMENİN SAVUNMASI BİLE ALINMADI: Hükümetin darbe fırsatçılığı yaparak 28 bin öğretmeni kendisini savunma hakkı bile vermeden, sorgusuz, sualsiz bir şekilde ihraç etmesi, ardından tamamına yakını sadece sendikal eylemleri nedeniyle 11 bin 301 öğretmenin hukuksuz bir şekilde açığa alınması, 1 milyonu aşkın öğrencinin yeni eğitim öğretim yılına öğretmensiz başlaması anlamına gelmektedir. Bazı il ve ilçelerde bulunan okullardaki öğretmenlerin büyük bölümünün tamamen keyfi kararlarla açığa alınması, öğrencilerin eğitim hakkının engellenmesi, öğrencilerin öğretmensiz, öğretmenlerin öğrencisiz bırakılması anlamına gelmektedir.

HUKUKSUZ UYGULAMALAR VAR: 2016-2017 eğitim öğretim yılını, 15 Temmuz’da gerçekleştirilen darbe girişimi ve sonrasında iktidar eliyle gerçekleştirilen ve darbeci zihniyetten hiçbir farkı olmayan yasa dışı, hukuksuz uygulamaların, kamuda yaşanan kitlesel ihraçların ve açığa almaların gölgesinde, her zamankinden daha zor ve ağır koşullar altında karşılıyoruz.

CADI AVI BAŞLATILDI: Bir cadı avı başlamıştır. Söz konusu cadı avının yönü darbe girişimi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan muhalif kesimlere, toplumun örgütlü kesimlerine yönelmeye başlamasıyla birlikte, darbenin başarılı olması halinde ne yaşanacak olanların çoğu, bizzat hükümet eliyle hayata geçirilmeye başlanmıştır.

EĞİTİM SEN ÜYESİ EĞİTİMCİLER: 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra “darbecilerle hesaplaşma” adına başlatılan ihraçlar ve açığa almalar, 8 Eylül tarihinden sonra çoğu Eğitim Sen üyesi olan 11 bin 301 eğitim emekçisinin açığa alınması ile farklı bir boyuta taşınmıştır. Hükümetin eğitim emekçilerinin sendikal örgütlülüğüne, özellikle iş güvencesine yönelik olarak attığı adımlar, kara propaganda eşliğinde sürdürülen saldırının asıl nedenini ortaya koymaktadır.

YANDAŞ OKUL MÜDÜRLERİ VE SENDİKA: İllerde mülki amirler, yandaş okul müdürleri ve yandaş sendika yöneticilerinin işbirliği ile hazırlanan ve eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesini dağıtmayı hedefleyen açığa alma listelerinin ilan edildiği 8 Eylül’den itibaren mücadeleci eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler örnek bir dayanışma sergilemiş, yapılan eylemler, basın açıklamaları ve oturma eylemleri sonucunda ilk olarak Dersim’de açığa alınan eğitimcilerin büyük bölümü görevlerine iade edilmiştir. Görevine iade edilmeyen 85 üyemizin haklarındaki soruşturmanın sürdüğü açıklanmıştır. Eğitim Sen olarak haksız yere açığa alınan tek bir üyemiz kalmayıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir.

SENDİKAL EYLEMLER AÇIĞA ALMA GEREKÇESİ: En başından itibaren ısrarla vurguladığımız gibi, sendikal eylemler gerekçe gösterilerek yapılan açığa almalar tamamen yasa dışıdır ve bu süreçte sorumluluğu bulunan herkes, okul müdürlerinden başlayarak cezai olarak işledikleri suçun bedelini hukuk karşısında ödeyeceklerdir. Hukuksuz bir şekilde açığa alınan tüm eğitim emekçilerinin yanında olduğumuz bilinmelidir.

SÖZLEŞMELİ VE GÜVENCESİZ İSTİHDAM: Milli Eğitim Bakanı tarafından kamuda öğretmen alımlarının bundan sonra “sözleşmeli istihdam” ve “sözlü sınav” üzerinden yapılacağını açıklaması, kamuda temel istihdam biçiminin sözleşmeli, güvencesiz istihdam olacağını göstermektedir. Eğitimde daha önce 2007-2011 yılları arasında başvurulan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması eğitim-öğretim ortamında ve eğitimin niteliğinde bozulmaya neden olmuş, eğitim emekçileri arasında statü farkı oluşmuş ve ekonomik ve sosyal hak kayıpları yaşanmıştır.

3 D İLE MÜCADELE: Haksız ve hukuksuz görevden almalara karşı 3 D ile mücadele edeceğiz. Bunlar;
Direniş: Oluşturduğumuz eylem programları ile haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı direneceğiz.
Dayanışma: Darbe süreciyle alakası olmayan tüm mağdur eğitimcilerle maddi ve manevi dayanışma içinde olacağız.
Diplomasi: Milli Eğitim Bakanlığı, siyasi partiler ve ilgili kurumlarla haksız ve hukuksuz uygulamaların bitirilmesi için görüşmeleri sürdüreceğiz.

EĞİTİM SEN TALEPLERİ NASIL SIRALIYOR?
❖ 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kamuda başlatılan hukuksuz ihraçlara, açığa almalara derhal son verilmeli, darbe girişimi ile somut bağlantısı olmayan kamu personeli en kısa sürede görevine başlatılmalıdır.
❖ Hükümet sendikal eylemleri zorlama yorumlarla suç kapsamına almaktan vazgeçmeli, yasa dışı her türlü girişimden uzak durmalı, sendikal eylemleri nedeniyle açığa alınan tüm eğitim emekçileri, ayrım yapmaksızın en kısa sürede görevlerine iade edilmelidir.
❖ Hükümet eğitim sistemini uçuruma doğru sürükleyen eğitimi dinselleştirme ve ticarileştirme uygulamalarına derhal son vermelidir. Eğitim sistemini içinden çıkılmaz hale getiren MEB’in başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, bugüne kadar dini vakıf ve cemaatlerle yaptığı tüm ortaklıklar ve imzalanan protokoller iptal edilmeli, laik-bilimsel eğitim karşıtı uygulamalara derhal son verilmelidir.
❖ Eğitim müfredatında yer alacak bilgi ve değerler, demokrasi karşıtı (dini istismara dayanan, ırkçı, etnik ayrımcı, bölgeci, cins ayrımcı, farklı renk ve kültürleri aşağılayıcı, savaş yanlısı, çevre düşmanı, piyasacı vb) olmamalı, var olanlar çıkarılmalı, müfredat oluşturulurken tek referans bilim olmalıdır. Müfredatta yer alan konu amaç, hedef, öğretim ilke ve yöntemlerinin, kavramların çocukların sosyal ve kültürel gelişim düzeylerine uygun olmalıdır.
❖ MEB, eğitimde esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalışma uygulamalarının yaygınlaşmasına neden olacak olan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasından derhal vazgeçmeli, herkese kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
❖ Kamuda siyasi kadrolaşma uygulamalarına son verilmeli, kamu istihdamında torpil ile eş anlamlı hale gelen mülakat yerine, liyakat ilkesi benimsenmelidir. Kamu istihdamında hiç kimse siyasi düşünce, inanç ve etnik kimliği nedeniyle ayrımcı uygulamaya tabi tutulmamalıdır.
❖ Eğitim politikalarının belirlenmesi ve uygulanması sürecinde bugüne kadar benimsenen tekçi, dayatmacı ve dışlayıcı anlayıştan vazgeçilmeli, eğitim sistemi kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkını gözeten bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir.

Paylaş

Yorumlar kapatıldı

  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d
  • palembang4d